27 Haziran 2011 Pazartesi

Kısa bir aradan sonra...

Tembellik yaptım bir süre. Yok evde yatmadım aylak aylak. Koşturmaca işte. Ev iş arasındaki dönmedolapta arada bir kayboldum, bir nefes almak için küçük kaçamaklar yaptım. Küçük dinlenme kaçamakları daha büyüklerini istedi. İstemekle yetindim. Hayal ettim, hayal edince mutlu oldum. Bu sırada kelimelerime ara verdim.
Özledim onları...Dedimki üç kelime bile yazsam yazıcam bu gece. Çünkü sanki arayı açtıkça kelimelerimi unutuyorum. Gözümde uyku ellerimde kelimeler direniyorum.
Hayat içimizdeki kadar aslında. Hani kızdıklarımız, kıskandıklarımız, nefret ettiklerimiz, pişman olduklarımız var ya işte onlar içimizi tıkıyor. İçimiz tıkandıkça da hayat akıp gitmiyor içimizden...
Arınıyorum derler ya hani. Arınıyoruz ki hayat içimizden aksın gitsin diye. Yoksa tıkanıyor sonra kangren oluyoruz.
İşte güzel bir sohpetten aklımda kalan özet.
Neymiş içimizdeki tıkanmışlıkları açıyoruz ve hayat içimizden akıp gidiyor.
Kısa bir aradan sonra hayat içimizden akıp gidiyor...

NOT: Şu ev iş telaşımı bırakabilirsem, küçük kaçamağım ağvayı fotoğraflarla anlatacağım.Hımm küçük bir ara.Bekleyin beni:) Fotoğrafta heyecanlı bekleyişiniz için:)