4 Ekim 2011 Salı

İNSANA MEKTUP

Ömrüm senin ki kadar uzun değil diye yaşamaya hakkım yok sanma. Senden fazla yaşamaya hakkım var. Senin dilinde anlaşamıyor olsam da, senden zekiyim ki seni anlayabiliyorum. Kötü bir şeyler olacağını anlayabiliyor, hissedebiliyorum. Üstelik üzerine betonlar döktüğünüz vefa bende hala yemyeşil. En büyük değerim benim. Vefa nedir fazlasıyla bilirim.
Ben ancak yaşayabilmek, hayatta kalabilmek için öldürürüm. Ancak bazılarımız yaşamak için öldürmek zorunda kalır. Yaradılış işte.
Yapılan iyilikleri hiç unutmayız. Çok da kötülük gelmiştir başımıza ama hala önyargılı değiliz. Biliriz ki iyilerde var bu dünyada. İyiliğe inandığımız için şüphe duymayız yanımıza yaklaşandan. Verdiği ekmeği binbir minnetle yeriz. Nerden biliriz kötüler rahatça iyi maskesi takar.
Kendimizi biliriz de, insanı bilmeyiz. Acımdan kıvranırken, bana zarar veren canlının bir başkası yardım elini uzatır. Bu yüzdendir insanı anlayamamız.
Biliyorum bazen birbirinize kızınca bizim adımızı birbirinize söylersiniz. Anlam veremiyoruz.
Biz size kendinizden daha çok zarar vermiş olamayız.
Vahşi olabilir bir kısmımız, ama henüz insanı geçemedik zarar vermede. Üstelik sizin kadar bu kadar bile bile, isteye isteye de zarar vermeyiz.

Bizim kalbimiz sizinkinden büyük ve sıcak.
Yardım etmenizden vazgeçtim, zarar vermeseniz yeter...
Biz kendimize yeteriz. Bırakın yaşayalım, bırakın ecelimizle ölelim. Kader diyelim.
Bir mont, bir çanta uğruna öldük demeyelim.
Bırakın çoğalalım. sizler gibi çocuklarımızı görelim.
Rahat bırakın bizi huzurla ölelim...