15 Aralık 2010 Çarşamba

Yılbaşı hayali...

Günler yaklaşıyor. Bir telaş var etrafta. Herkes yeni yılı nasıl karşılayacağını planlıyor. Bende planlamaya çalışanlardanım. Çok başarılı değilim bu konuda ama çabalarım var. Hayallerim var. Yılbaşında bir kere kar olmalı. Şöyle dizlerine kadar. Elimizde eldiven etrafa kar toplarını sallamalı, karın içinde özgürce yuvarlanabilmeliyiz. Akşam yemeği bir ziyafet olmalı, sofrada en sevdiklerimiz. Süslenmiş güzel bir çam ağacı olmalı. Bir de  şömine olmalı kesinlikle.
Soğuk havayı ateşiyle ısıtan şöminenin yanında bir çift sallanan sandalye olmalı. Etrafta tabi en sevdiklerimiz de olmalı. Bir kaç kadeh şarap keyiflendirebilir. Güzel bir müzik. Gecenin ilerleyen saatlerinde kar oynamak için dışarı çıkılır tabi, sonra ısınmak için sıcacık eve dönüş. Sıcak yuva ahşaptan yapılma müstakil bir ev. Tüm sevdiklerini ağırlayabilecek kadar odası olmalı. Şöminenin etrafında kocaman yastıklar. Oturup sohbet etmek için bir sürü yastık. Yeni yıla yaklaşırken ritmi yüksek müzikler ve mutlulukla edilen danslar. Tabiki bahçede özenle yapılmış, kocaman bir havuçtan burnu olan kömür gözlü bir kardan adam. Perdeler sonuna kadar açık, güzel kardan adam gülen gözleriyle mutlu eve bakar. Sıcacık kalpler neşeyle kalplerindeki güzel dileklerinin gerçekleşmesi beklentisiyle yeni yılı bekler...