2 Şubat 2011 Çarşamba

Sihirli Pencerem: Defne Joy Foster Anısına...

Sihirli Pencerem: Defne Joy Foster Anısına...: "Bugün çok bitkin, çok halsiz, çok sıkkın uyandım. Dudağımdaki uçuk beni iyice sinirlendirmeye başlamıştı. Hava soğuktu, etraf karanlıktı, iç..."

Defne Joy Foster Anısına...

Bugün çok bitkin, çok halsiz, çok sıkkın uyandım. Dudağımdaki uçuk beni iyice sinirlendirmeye başlamıştı. Hava soğuktu, etraf karanlıktı, içim sıkılıyordu. Dinlenemedim bu hafta pek dedim içimden. Bundan dolayıydı tüm enerjimin gidişi. Aslında tek benim enerjim gitmemişti bugün. Aynaya bakmak, giyinmek, hazırlanmak eziyet oldu. İşyerime geldim, günaydın nasılsın faslından sonra her zamanki gibi gazeteyi açtım. Ve kendimin bile irkildiği bir sesle çığlık attım. Çünkü haberde Defne Joy Foster evinde ölü bulundu yazıyordu.
Nasıl bir şakaydı bu? Hiç ölümle ilgili şaka olur muydu? Daha çok gençti, üstelik çok enerjik ve çok neşeliydi. Neşeli, hayat dolu insanlar ölemezmiş gibi şaşırdım. Olamazdı küçücük bir bebişi vardı. Daha yapması gereken çok şey vardı. Hep neşesine, hazır cevaplılığına, insanları güldürmesine ve o şen kahkasına imrenmiştim. Örnekti benim için. Neşesini örnek aldığım güzel kahkahalı kızdı o. Nasıl olurdu da aramızdan ayrılmıştı. Bu kadar çabuk ve bu kadar pisi pisine. Ölüm nedeni çok belli değil. Hala soru işaretleri var. 112 arandı mı aranmadı mı? Burnu mu kanadı, midesi mi bulandı?, nefes darlığı mı çekti, kalp krizi miydi? Ama bunların ne önemi var o gitti. Herkesin aklında kocaman gülümsemesini bırakarak. Acılı bir eşi ve annesini merakla bekleyen bir bebeği ardında bırakarak gitti. Bir kez daha ölümün herkes için olabileceğini hatırlattı. Edilen kavgaların, ağızdan çıkan tatsız sözlerin, nefretle süslenmiş hakaretlerin hepsinin saçma ve gereksiz olduğunu gösterdi. Tek bir gerçek vardı o da bir gün yok olmak. Şunu hala bilmiyorum yok olmak mı kötü, yoksa yok olanların arkasından bakmak mı? Bunu hala çözemedim. Ama bugün arkasından bakarken çok acı çektim. Gözlerim sulandı, burnum sızladı, beynim uyuştu. Ben bugün, ne bugünü sevdim ne kendimi. Bugün sadece düşündüm hangisi kötü, gitmek mi kalmak mı? Karar veremedim. Tek bildiğim herkesin bir sonunun olduğu. Tan Sağtürk'ün deyimiyle " Biz ona dansı öğrettik, o bize çok şey öğreterek gitti ".
Evet hepimize çok şey öğreterek gitti kocaman gülümsemesi olan, neşeli güzel kız. Sevgiyle ve huzurla kal...
Ve onun sözüyle bitiriyorum yazımı " Hesapsızım, hayat hesap yapacak kadar uzun değil. "