11 Aralık 2010 Cumartesi

Anne ben hiç evlenmeyeceğim...

Aklımda yazmak için bambaşka şeyler vardı ama bugün öyle bir diyalogla karşılaştımki içimden hemen oturup yazmak geldi. Kelimeler içimden akıp gidiyordu. Ama yazacak konumum yoktu çünkü çok derin bir alışveriş macerası içindeydim. Bir yandan da kafam bugün bitirdiğim Açlık Oyunu adlı kitabın ikincisini bulmakla meşguldü. Beni bu denli yazı yazmama iten diyalog mu neydi?
Mağazanın içersinde deli gibi raflara bakıyorum. Yanımdan küçük iki tane kız çocuğu geçti sizdeyin 6 ben diyeyim 7 yaşında. Birinin elinde bir elbise. Güzel de. Zevkli çocuk diye geçiriyorum içimden. Anne dedi kız, bu çok güzel bunu alsana. Annenin cevabı "Baban giydirir mi sence kzım onu". O boyda elbiseyi baban hayatta giydirmez diye ekler anne. Kız babasının giydirmeyeceğinin farkında ama elbiseyi de çok beğeniyor. Ama anne bu tunik gibi taytla da giyebilirsin diye ekliyor. Ben şaşkınlık içindeyim o yaştaki çocuk neler biliyor diye. Bu sefer kızın yanındaki arkadaşı cevap veriyor. Aslında bu cevap ne kadar vahim durumda olduğumuzun bir kanıtı. Benim babamda anneme giydirmez. Aman Allahım gözlerim faltaşı gibi açılıyor. Üstelik elbise öyle minnacık bişey değil. Sonra diğer küçük kızdan bomba cümle geliyor. Bütün erkekler böyle demekki, anne ben hiç evlenmeyeceğim. Anne gülmeye başlar. Kız devam eder, evet evlenmeyeceğim ve minnacık etekler giyeceğim hiç kimsede bana karışamayacak. Şimdi çocuğun yanaklarından öpsem olacak mı? Yada anneye daha bu yaşta kızına erkek hegemonyasını öğretmeye başladığı için kızsam mı bilemedim.
İçimdeki tüm feminist duygular ayyuka çıktı. Üstelik giyim özgürlüğünün erkekler tarafından kısıtlanmasına dayanamayacak bir karakterim var. Aynı zamanda erkeklerin giyilmesini istemedikleri o kısa etekler de erkekler yüzünden.

Bu tabloyu ilk defa yaşamıyor, görmüyorum. Bu sahneleri çok kez gördüm. Arkadaşlarım tarafından atılan etekler, elbiseler... Neden çünkü yeni ilişkileri eski elbiselerini kaldıramıyordu. Ben bir erkek nedeniyle gardrobunu değiştiren kadınlara dayanamıyorum. Bu kararın başka biri tarafından hele ki bir erkek tarafından alınmasına dayanamıyorum. Kadınları elbiselerine göre sınıflandıran erkeklere dayanamıyorum. Erkekler için elbiselerinden, düşüncelerinden, hayat tarzlarından vazgeçen kadınlara dayanamıyorum. Sanırım bu da annmeden öğrendiklerimden.
Mutluyum ne böyle bir kadınım nede böyle bir erkekle evliyim...