14 Haziran 2012 Perşembe

Kendini sevdiğin kadar insan oluyorsun



Yaz geldi hafif yemekler yemeli, neşeli, umutlu, hafif yazılar yazmalı.
Biliyorum ama elimde değil yaza uygun değil ruhuma uygun yazacağım.
Sevmek için kendimizden başlamalı, yoksa etrafa sadece çamur, pislik saçıyoruz. Çöp konteynırlarından tiksindik yıllarca. Halbuki önce etrafa negatif enerji saçanlardan tiksinmeliymişiz. Nasıl her akşam evimizde ağzına kadar dolmuş çöp kovamızı çıkartıyorsak, hayatımızdan da sevmeyi , hoşgörüyü, anlayışı bilmeyen bencil, ben merkezcil, vurdum duymaz insanları çıkartmalıyız. Sözlerine kulaklarımızı, davranışlara da gözlerimizi kapatmalıyız. Gördükçe çirkinleşiyor, duydukça tahammülsüz oluyoruz.
Bilmiyorlar ki her kötü bakış, her hadsiz davranış, her zehirli söz kendilerini kurutuyor. Mutsuzlukdan, sevgisizlikten, hoşgörüsüz, tahammülsüzlükten değil başkalarından biliyorlar saçtıkları zehirleri.
Herşey kendini sevmekle başlıyor.
Kendini sevdiğin kadar insan oluyorsun.
Kendini sevdiğin kadar kabul görüyorsun.
Değişim için hep dış dünyadan beklerken herşeyi, aslında herşeyin içinde olduğunun farkında değiller.
Zaten farkında olsalar o halde olmazlardı.
Aynaya bakmak gerek bazen. Bazen ne olduğumuz değil, nasıl göründüğümüz önemli.