19 Mayıs 2011 Perşembe

Canımın Tezliği...

Canımın tezliği beni yorar oldu. Herşey hızlı, herşey hemencecik olmalı. Beklememeli, düşünmemeli, sallantıda bırakmamalı. Hemen şimdi şuan oluvermeli.
Ah bu his beni nasıl yormakta bir bilseniz. Annemin karnında dokuz ay kalma başarımı kutluyorum bu aralar. Çünkü sanırım hayatımdaki en başarılı bekleyiş. Gerçi duygularımı tam hatırlayamıyorum ancak yine de zamanımı beklemem alkışlanacak bir davranış.
Herşeyin hemen olma ihtimali ne kadar azsa benimde bunları sabırla, sükunetle, adabıyla bekleme ihtimalim o kadar az. Beynim bazen durdurmak, durduramasa bile yavaşlatmak, rahatlatmak istiyor bedenimi ve ruhumu. Ama nafile. Ruhum, bedenimin içinde sıkışıp kalmış gibi içerden yumrukluyor. Üstelik bunu belli zamanlarda değil istediği olana kadar yapıyor. Acımadan, utanmadan, üzülmeden...
Bilmiyorki ne kadar debelenirse debelensin herşey olacağına varıyor. Olacağıda olması gereken zamanda oluveriyor. Senin koşman, senin bağırman, kızman, sıkılman hiç bir işe yaramıyor.
Bunu bilmiyor muyum sanıyorsunuz? Bilmez olur muyum. Ancak gel gör ki bunu zavallı ruhuma söyle. Kendini paralasada bu duygu ne beynimi ne ruhumu bırakıyor. Onunla yaşamayı öğrenmeye karar verdim, çünkü ya yaşayacağım yada bu duygu infilak ettirecek.
Ne yapmıyoruz? Zamana karşı koymuyoruz. Hemen kelimesini çok kullanmıyoruz. Az ölçüyle idare ediyoruz. Acele işe şeytan karışır diyoruz. Buna rağmen acele eden ruhumuza Şeytan azapta gerek diyoruz. Bırak paralasın kendini. Hayırlısı demeyi öğreniyoruz. Biliyorsak da ölçüsünü biraz daha fazla kullanıyoruz. Acele etmiyor, sakin oluyor ve derin derin nefes alıyoruz. Gözler yine kapalı, derin nefes alarak bunu yapabilirm diyoruz. Bekleyebilirim, bekleyebilirim. Sonra içimdeki bilmiş ses "Eee bekledim, ne zaman" der.
İşte filmin koptuğu an. Çok düşünme.
En iyisi bir şarkı hediye edip ben bu konuyu kapatayım yoksa sağlıklı düşünen beyin için ayrı yazı yazmam gerekecek...

 http://www.izlesene.com/video/model-buzdan-sato-2011-yeni-klip/3102087